Sitemizi ve deneyiminizi geliştirmek için çerez bilgilerini kullanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerez bilgisi politikamızı kabul etmiş sayılırsınız.
Blog

Blog

ANASAYFA BLOG Duygusal Zekanın Performansla Yakın İlişkisinin Farkında Mısınız?
Duygusal Zekanın Performansla Yakın İlişkisinin Farkında Mısınız? Duygusal Zekanın Performansla Yakın İlişkisinin Farkında Mısınız? Duygularımızın hayatımızın bir parçası olduğundan hep söz ediyorum. İster evde ailemizle vakit geçiriyor olalım ister işyerimizde bir toplantıda, duygularımız her an bizimledir. Özellikle Aydınlanma Çağı sonrasında “rasyonel”, “analitik” zeka büyük bir önem kazanmıştır. Uzmanlar en iyi makineleri üretmek, en iyi sistemleri kurmak, en büyük karı elde etmek ve en verimli şekilde çalışmak için rasyonel zekaya odaklanmamız gerektiğini savunmuşlardır. Duygular ilkel, çocukça ve anlamsız görülmüş, profesyonellik dışı olduğu gerekçesiyle iş yaşamına dâhil edilmemişlerdir.

Şimdi, 2000'li yıllara gelindiğinde duygular hayatımızın ve kişiliğimizin kaçınılmaz birer parçasıdır ve bunları dışarıda bırakabileceğimizi düşünmek profesyonelliğin aksine çocukça bir fikirdir yaklaşımı belirginleşti. Bu sebeple bilim insanları artık duyguları nasıl kapı dışarı ederiz diye tartışmak yerine duygularımızı nasıl bu sürece dâhil edip onlardan nasıl en iyi şekilde faydalanabileceğimizi tartışıyor. Elbette duyguların sürece doğru bir biçimde dâhil edilmesi de, duygular ile akıllı olmak anlamına gelen Duygusal Zeka'yı (EQ) geliştirerek mümkün.

Dünyadaki EQ araştırmalarında başı çeken isim olan Six Seconds, geçtiğimiz yıl çok önemli bir rapor yayınladı. State of Heart 2018 (Dünya EQ raporu), Duygusal Zekadaki global trendleri inceleyen son derece geniş kapsamlı bir araştırma. Bu araştırmayı incelediğimde vardığım en önemli çıkarımlardan biri, Duygusal Zekanın performansa olan büyük etkisi.

160 farklı ülkeden 200.000 katılımcı ile gerçekleştirilen araştırma, başarı faktörlerinin (Etkililik ve İlişkiler, Refah ve Yaşam Kalitesi) EQ ile olan ilişkisini incelemiş. Bulguları incelediğimizde, başarı faktörlerinin EQ ile olan ilişkisinin %52,7 kadar büyük bir oran olduğunu görüyoruz. Bu da demek oluyor ki EQ yetkinliklerindeki gelişim, saydığımız bu başarı faktörlerinin sonuçlarına direkt olumlu yönde etkiliyor.

Başarı faktörleri, hem özel yaşamımızda hem de çalışma ortamımızda ne kadar sağlıklı ilişkiler kurabildiğimizin, ne kadar verimli olduğumuzun, kendimizden ve yaşamımızdan ne kadar memnun olduğumuzun birer göstergesi.

Duygusal Zeka ile tanışıp etkinliklerimizi geliştirmeye önem verdiğimiz zaman, başarımızı ve memnuniyetimizi arttıracak süreçleri de beraberinde getiriyoruz. Etkinliğimiz arttıkça, kurduğumuz ilişkiler iyiye gittikçe kendimizi iyi hissederiz ve performansımız artar. İş hayatımızda kendimizi yıpratmak, mutsuz ya da öfkeli olmak yerine olumlu yaklaşarak nasıl daha etkin çalışabileceğimizi, sakin kalıp kendimiz ve başkaları için nasıl sağlıklı ve huzurlu bir iş ortamı oluşturabileceğimizi öğreniriz.

Yıllardır EQ ile olan tecrübemin hem kişisel yaşamıma hem de iş hayatıma ne ölçüde yansıdığını fark ediyor ve gözlemliyorum. Yorucu dönemler ya da sıkıntılı süreçler her birimizin hayatının bir parçası. Performansımı bunlara rağmen yüksek tutabiliyor olmam Duygusal Zeka yetkinliklerini hayatımın her alanında kullanıyor olmamdan kaynaklanıyor. Siz de Duygusal Zekanın ne olduğunu daha iyi öğrenmek ve yaşamımızda açtığı kapıların arkasında neler olduğunu görmek için benimle veya ekibimle https://www.hayatinritmi.com.tr/ adresi üzerinden iletişime geçebilirsiniz.


Erdem Ercan “Destek olmak; karşımızdaki kişiye aynı zamanda ilham vermek, örnek olmak, bakış açısı kazandırmak, bilgi paylaşmak ve yalnız olmadığını hissettirmektir.”
E-BÜLTEN Eğitimlerimden, yeni yazılarımdan, çalışmalarımdan haberdar olmak için E-Bültenime kayıt olun...